25 Ağustos 2008 Pazartesi

Bu ne beee - 2

Ceplerimin boşaldığını bildiğinden, rüzgar esmiyor artık ellerime. O da biliyor artık bende ne can kalmış ne cana dair bir umut. Gözlerimi kapatıp, o bir türlü doğmayan ve belli ki doğmayacak ışığa veda ediyorum. Ne yol kalıyor, ne yolun karşısı, ne uzaklar.

Kollarımla boşluğu sarıp tenimi gelmeyen sabahın gecesine bırakıyorum sessizce. Hissediyorum ki gece sinsice sokuluyor, örtüyor, kapatıyor; yeni bir ten oluşturuyor bedenime. Sakince karşılıyorum geceyi.

Geriye benden ne kalacağını bilmesem de, aklımın gerisinden duyulmaya başlayan gecenin anlatılmaktan eskimiş hikayelerine teslim ediyorum kendimi...

Karşı koymadan...

Kıpırtısızca...

Ve zaman tükeniyor...




Ek: Yiğenimin düğününde, yine cep telefonu ile bu kez kendime göndererek yazdım. İnsanlar orada eğlenirken ben bir köşede bununla uğraştım, sonra da bunu da geceye bağladım ya, aferin bana. İyi halt...

Ek2: İlk bölüm ile arasında kopukluk oldu, bi ara gaza gelirsem o boşluğu doldurayım.

Hiç yorum yok: