1 Ocak 2010 Cuma

2010 geldi



Evet, sonunda 2010'da geldi.

Son iki yılbaşı gibi geçmesin istiyordum ama son iki yılbaşının karması olarak geçti (önceki yıl tek başımaydım - kedim bile yoktu, geçen yıl ise 22-03 arası uyuyarak geçmişti). Yani bu yıl da yeni yıla uyuyarak girdim (22:30-00:04) ve yine tek başımaydım; bu kez kedim vardı ama benimle ilgilenmedi. Arada mesajlar gelmiş ama mesaj sesini kıstığım için uyanmamışım, arayan da olmamış.

Uyandıktan sonra mesajlarımı çektim, benim almaktan nefret ettiğim standart ve soğuk bir şablonla. Eğlenceli birşeyler yazamadım, kendi keyfim yok. Umutlar, beklentilerle ilgili güzel sözler yazamadım, benim yeni yıldan bir umudum, bir beklentim yok. Kısaca "nicelerine..." yazacaktım, onu da beğenmedim. Sonuçta buz gibi bir mesaj onlarca kişiye aynı anda gitti, ne yapalım bu yıl da böyle olsun.

Keyifsizlik had safhada. Bir süredir böyleydi, bugün de bir değişiklik olmadı zaten. Aslında yılbaşı konspetini çok severim; kırmızı, yeşil, ışıklar, süsler.. Birkaç yıl önce aldığım ve bu yıl salonun köşesine kurmayı planladığım ağacı bile kutusundan çıkartmamış, yılbaşı yemeklerini bırakın yemek bile hazırlamamıştım zaten. Yeni yılın ilk saatlerinde bunları yazıyorum ve belli olduğu üzere ne bir yenilik yaşıyorum, ne bir iyilik hissediyorum. Heyecan yok, tutku yok, mutluluk yok.

Umut yok...


"Keşke"ler, "neden"ler, özlemler... Çok ama çok fazla...

Yeni yılda bunların birazcık olsun düzeleceğine dair bir inanç.....

Hiç yok.


Dileyeyim ki, sizin yılbaşınız da, yeni yılınız da benimkinden iyi geçer.

1 yorum:

La Loba dedi ki...

Sevgili Memdali, o buz gibi toplu mesajlardan ben de bir sürü aldım. Herkese aynı anda gönderildiğini sezinlediğim için o tür mesajlara geri dönüş yapmıyorum açıkçası. Yeni yıl mesajı göndermek yerine bir iki yakın dostu aramak daha iyi geliyor. Tavsiye ederim gelecek yılbaşında birilerini aramanı.
Umarım bu yıl düşündüğünden daha huzur dolu ve başarılarla dolu geçer.

Mutlu yıllar.

Sevgiler.